06.12.2020, Pazar 13:24 0 Yorum | 84 Görüntülenme

#Komşu| #Maddi Tazminat|

 

#Komşu| #Maddi Tazminat|

  BELGE NO: 607

DAVA

:

#Maddi Tazminat|

HUKUKİ TARTIŞMA

:

#Alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre de yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasının gerekip gerekmediği|

İLGİLİ MEVZUAT

:

 

GÖREV

:

Asliye Hukuk Mahkemesi

İLGİLİ İÇTİHATLAR

:

 

AÇIKLAMALAR

:

#NUMARASI : 2012/331-2012/444 Taraflar arasındaki “maddi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Afşin 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 10.06.2011 gün ve 2010/477 E., 2011/697 K.

sayılı kararın incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 31.10.2011 gün ve 2011/11015-11361 sayılı ilamı ile;

Dava, davalı tesisinden kaynaklanan taşınmaz değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Karara dayanak yapılan bilirkişi kurulu raporunda, toprak analiz sonuçlarına göre, dava konusu taşınmazlar ile kirlenmenin olmadığı şahit toprak örneklerindeki Cr ve Ni maddelerinin bir farklılık göstermediği, bunun nedeninin ise bölge topraklarında bu elementlerin doğal olarak yüksek bulunması gösterilmiştir. Yine, arsenik, kobalt, bakır ve kurşun seviyelerinin de aynı düzeyde bulunduğa ve termik santral kaynaklı bir artışın belirlenmediği açıklanmıştır. Uranyum değerler ve sülfat değerleri yalnızca santrale çok yakın topraklarda yüksek bulunmuştur. Raporun toprak analiz sonuçlarına ait bu belirlemelerden sonra, santral kaynaklı bazı uçucu maddelerin hassas bitki yüzeylerine düşmesi ile çiçeklenme ve meyve tutumunu azaltabileceği ve zarar olasılığı soyut olarak ihtimal şeklinde belirtilmiştir. Toprak analiz raporuna göre dava konusu taşınmazlar ile şahit toprak örneklerindeki elementler arasında bir farklılık bulunmadığı belirtilmesine rağmen sonuçta arazilerin değer kaybına uğradığının açıklanması bir çelişkidir. öte yandan dava konusu arazilerden yalnızca toprak örnekleri alınmış, üzerlerinde yetişen bitki örnekleri ihmal edilmiş, gözlem yapılmamıştır. İnceleme ve rapor yetersiz olup hükme esas alınamaz.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nün toprak incelemeleri için belirlediği örnek rapor ışığında, dava konusu taşınmazlardan analiz için yeterince toprak ve bitki örnekleri alınmalıdır. Taşınmazların en üst tabakasındaki bitki örtüsü sıyrılarak karma (paçal) toprak örnekleri ile ekili arazilerdeki gelişen bitkilerden örnek toplanmalıdır. Yine etki alanı dışındaki arazi ye tarlalardan şahit toprak numuneleri ile santrale komşu arazi ve tarlalardan toprak ve bitki örnekleri analiz için alınmalıdır.

Bitkilerin başak, yaprak ve kökleri yerinde incelenmeli, fitotoksik belirti olup olmadığı gözlemlenmelidir.

Taşınmazların yol, yerleşim yeri ile santrale olan uzaklıkları ile hakim rüzgar etkisi belirtilmelidir.

Toprak ve bitki analiz ile gözlem sonucuna göre düzenlenecek bilirkişi kurulu raporunda, topraktaki maddelerin çeşitli bitkiler tarafından maksimum alınabilirlik miktarı. literatüre göre belirlenen miktarlar gözetilerek açıklanmalıdır.

Santralden salınan maddelerin topraktaki zararlı maddeleri attırıp arttırmadığı, arttırmış ise bu artışın bitkiler tarafından özümleme kapasitesi topraktaki maddelerin toprağın doğal yapısı gereği yüksek olup olmadığı her taşınmaz için somut ve denetime elverişli şekilde açıklanmalı ve sonucuna göre toprağın verimsiz hale gelip gelmediği, tarım vasfını kaybedip etmediği belirlenmelidir.

Dava, davalı tesisinden kaynaklandığı ileri sürülen taşımaz değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.

Davacı vekili, müvekkilinin K.ili, A.ilçesi, Ç.Köyü, ...... ve .... parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, bu taşınmazların tarımsal amaçla kullanıldığını, Ç..Kasabası sınırları içinde, dava konusu taşınmazın yakınında davalı Kuruma ait termik santral kurulduğunu, (A) ünitesinin santral kuruluşundan beri kesintisiz üretim yaptığını, (B) ünitesinin ise 2006 yılının ilk yarısında üretime başladığını, termik santralde kullanılan linyit kömürünün düşük kaliteli olduğunu, (A) ünitesinde, baca gazlarının zararlı emisyonunu engelleyecek desülfirizasyon ünitesinin bulunmadığını, uzun yıllar söz konusu santralin çevre tarımına ve çevre insanlarının sağlığına zarar verdiğini, (B) ünitesinin üretime geçmesinden sonra, müvekkilin maliki olduğu taşınmazlarda tarımsal faaliyetin zorlaştığını, tarımsal kalitelerini büyük ölçüde kaybettiklerini, zemin altından su temin edilebilme veya yakın sahalardan su getirme imkanı kalmadığından, sulanabilir tarım arazisi niteliğini de kaybettiğini, ayrıca, toprak yapısındaki kirlenme ve toprak üstünün külle kaplanması suretiyle hava ve güneş bağlantılarının kesilmesi sonucunda da büyük verim kaybı meydana geldiğini, arazide meydana gelen değer kaybı nedeniyle 19.851,73 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkiline ait termik santralin kanunlara göre kurulup, gerekli izinleri alarak faaliyet gösterdiğini, eldeki davanın idari yargıda açılması gerektiğini, santralde filtreleme sisteminin bulunduğunu dolayısı ile %99 oranında zararlı maddelerin çevreye salınmadığını, istenilen tazminatın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre de yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasının gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

Santralin yaydığı gaz ve tozların toprakta meydana getirdiği etkinin, bitki tarafından özümsenmesi zararın oluşumunda önemlidir. Eğer topraktaki ağır metal ve diğer zararlı maddeler o bölgede yetiştirilen ürün ve bitkiler tarafından hiç özümsenmiyor ise bu durumda bir zararın varlığından söz edilemez.

Santralden salınan maddelerin topraktaki zararlı maddeleri attırıp arttırmadığı, arttırmış ise bu artışın bitkiler tarafından özümleme kapasitesi topraktaki maddelerin toprağın doğal yapısı gereği yüksek olup olmadığı her taşınmaz için somut ve denetime elverişli şekilde açıklanmalı ve sonucuna göre toprağın verimini etkileyip etkilemediği, etkilemiş ise etkileme oranı belirlenmelidir.

Karara dayanak yapılan bilirkişi kurulu raporunda, toprak analiz sonuçlarına göre, dava konusu taşınmazlar ile kirlenmenin olmadığı şahit toprak örneklerindeki Cr ve Ni maddelerinin bir farklılık göstermediği, bunun nedeninin ise bölge topraklarında bu elementlerin doğal olarak yüksek bulunması gösterilmiştir.

S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun'un 440.maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.06.2013 gününde, ikinci görüşmede oybirliği ile karar verildi.|

 

 

Av. Halil ÖZYOLCU - Çukurambar, 1463. Cadde, No: 4/7, Çankaya/ANKARA – Tel: 312.2846063  Belge No: 607

Yorum yapabilmek için Giriş yap ya da Kayıt ol.

SON EKLENENLER

#Cismani Zarar|

#Cismani Zarar|

07.12.2020

BİZİ TAKİP EDİN

Twitter

Facebook

POPÜLER HABERLER