02.03.2021, Salı 11:59 0 Yorum | 1841 Görüntülenme

DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI - Av. Şevnur ADIGÜZEL

 

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı - Av. Şevnur ADIGÜZEL

YAZAR

:

Av. Şevnur ADIGÜZEL

KAVRAMLAR

:

#MaddiTazminat #ManeviTazminat #DestektenYoksunKalmaTazminatı #TalepEdebilecekler #TazminatMiktarı #TazminatHesaplaması

HUKUKİ TARTIŞMA

:

Destekten yoksun kalma tazminatından yararlanabilecek kişiler ile tazminat hesabı ve hukuki niteliği hakkında değerlendirme

MAKALE

:

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Destekten yoksun kalma tazminatını maddi tazminat olarak talep edebilmek için ölen kişiden yaşarken maddi destek alınıyor olması şarttır. Yaşarken destek alınmayan kişinin ölümü nedeniyle maddi tazminat talep etmek mümkün değildir.

Destekten yoksun kalma tazminatı, ölenin destek verdiği kişilerin hayatlarının ölüm nedeniyle kötüleşmemesi için kabul edilmiş bir maddi tazminat türüdür. Ölen sigortalı çocuğun anne ve babasına bağlanacak ölüm geliri ile destekten yoksun kalma tazminatı hem mevzuat hem de kapsam olarak birbirinden farklı kavramlar olmasına rağmen ölüm geliri bağlanan anne-babanın destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanamayacakları yönünde Yargıtay karar vermekteydi. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 2018 yılında verdiği karar ile anne-babanın, çocuğunun haksız fiil ve/veya akde aykırılık sonucu ölmesi nedeniyle açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davalarında, desteklik ilişkisinin varlığının ispatı için Sosyal Güvenlik Kurumundan gelir bağlanması şartının aranmayacağı, destekten yoksun kalma tazminatı davalarında çocukların anne-babaya destek olduklarının, karine olarak kabulünün gerektiğine karar vermiştir. Çalışmamızda destekten yoksun kalma tazminatı konusu, değişen içtihat kapsamında değerlendirilmiştir.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatından kimler yararlanabilir; Ölenden yaşarken destek aldığı iddiasıyla maddi tazminat talep eden şahıs, herhangi bir kişi olabilir. Ölenden destek alan kişi, ölenin nişanlısı, amcası, dayısı vb. gibi herhangi bir yakını ölen kişiden destek aldığını iddia edebilir. Ancak, bu kişilerin destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilmesi için ölen kişiden yaşarken destek aldıklarını ispatlaması gerekir. Bu görüş hukuken tartışmaya açık bir görüş olmakla birlikte bizim katıldığımız bir görüştür.5510 sayılı kanun da Destekten Yoksun Kalma Tazminatından yararlanacak kişiler olarak eş, çocuk, anne - baba sayılmıştır.

Bazı kişilerin yaşarken birbirine destekte bulunduğu konusunda hukuki bir karine mevcuttur. Toplumda hâkim genel anlayış, hayatın olağan akışı ve Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği gibi bu karine gereğince anne-baba çocuklarına, çocuklar anne babalarına, eşler ise birbirlerine yaşarken maddi ve manevi destekte bulunurlar. Uygulamada gelişen hukuki karine nedeniyle bu şahısların yaşarken birbirlerine maddi destekte bulundukları kabul edildiğinden destek olma olgusunun ispatlanmasına gerek yoktur.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatının Kapsamı

Destekten yoksun kalma maddi tazminat davasıyla birlikte, ayrıca manevi tazminat da istenebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir (BK m.56/2). Yargısal uygulamaya göre, manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmaması gerekir. Manevi tazminatın amacı olay nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesidir. Bu nedenle manevi tazminat miktarı belirlenirken; kaza tarihi, olayın meydana geliş şekli, kusur durumu ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları değerlendirilmelidir.

Destekten yoksun kalma tazminatı, bir maddi tazminat türüdür. Destekten yoksun kalma tazminatı davasında zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. (BK m.50). Zarar görenin kusurlu davranışı ile zararın ortaya çıkmasına veya artmasına sebebiyet vermesi halinde maddi tazminat miktarının indirilmesi gerekir.

Destekten yoksun kalma tazminatı olarak istenebilecek maddi tazminatın kapsamı Borçlar Kanunu m.53’te belirlenmiştir. Kanuna göre, ölüm hâlinde uğranılan ve istenebilecek maddi zararlar özellikle şunlardır:

a. Cenaze giderleri.

b. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.

c. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.

Ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler, ölenin tüm çalışma hayatı süresi boyunca kendilerine sağlayacağı destekten mahrum kalmaları nedeniyle oluşan her türlü maddi zararlarının tazmin edilmesini isteyebilirler. Örneğin, 30 yaşında iş kazası veya trafik kazası neticesinde vefat eden bir kimsenin, PMF-1931 tablosuna göre 37 yıl daha yaşaması gerekirdi. Diğer şartlar da uygunsa, bu kişinin 37 yıl daha yakınlarına destek olabileceği kabul edilir. Ölen bu kişinin destek süresi boyunca yakınlarına sağlayabileceği maddi karşılık hesaplanarak yakınlarına destekten yoksun kalma tazminatı olarak verilmelidir.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatında Destek Süresi ve Tazminat Miktarı/ Destekten Yoksun Kalma Tazminatını Kimler Talep Edebilir? İle ilgili Yargıtay Kararları

Destekten yoksun kalanların bir kısmının dava açmamış olması halinde, destek ölmemiş olsa idi ne miktar yardım alacak idiyse, o miktarın ödettirilmesine karar verilmelidir. Diğer dava etmeyenlere ayrılması gereken pay ayrılmadan, davacıya tamamı verilmesi bozması gerektirmiştir (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 1965 / 7018 Karar).

  • Destekten yoksunluk tazminatının amacı, desteğini yitiren kişinin, ölüm öncesi içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik yaşama düzeyinin devamını sağlayacak yardımın karşılığı olan paranın, bir başka deyişle bakım giderinin ödetilmesidir. Desteğin gelirinin dağıtımında öbür hal sahiplerinin de varlığı göz önünde tutulmalıdır. Desteğini yitiren kimse, kendisine ne yardım yapılması gerekiyorsa, yalnızca o tutarı isteyebilir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi – 1974 / 1207 Karar).
  • Destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesi için desteğin geliri desteklenenler arasında bölüştürülürken davacı olup olmadıkları davacı olup da davalarını müracaata bırakmış bulunup bulunmadıkları gözetilmeksizin her birinin payı ayrı ayrı saptanmalı dava açmamış ya da davaları müracaata bırakılmış olanlara ayrılmış paylar hükmün dışı tutulmalı ve sadece desteklenenlerden davayı açmış olanların paylarına hükmedilmelidir (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi – 1969 / 3816 Karar)
  • Ölenin gelirinden pay alabilme hakkına sahip kimsenin dava açmamış olması, onun payının başkalarına dağıtılması sonucunu doğurmaz (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi – 1980 / 11824 Karar).
  • Hak sahibi babanın destekten çıkmasından sonraki dönem için, hak sahibi annenin destek payının arttırılmayarak sabit tutulması hukuka aykırı olup karar bu nedenle bozulmalıdır (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi – 1997 / 4409 Karar).
  • Hak sahiplerinden babanın destekten çıktığı dönem için destek görmeye devam eden diğer hak sahibi annenin destek payında, artırıma gidilmelidir. Çünkü baba destek almaktan çıkmıştır (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi – 1995 / 10932 Karar).
  • Desteğin bekar olduğu dönemde ayırabileceği pay ile evlendikten sonra ve çocuğu olduktan sonra ayıracağı pay farklı olmalıdır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi – 2011 / 5358 Karar).
  • Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında, desteğin anneye ayıracağı pay bekarken farklı, evlendikten sonra farklı sonuç doğuracaktır. Başka bir anlatımla sigortalı yaşamış olsaydı evleneceği tarihe kadar annesine daha fazla, evlendikten sonra daha az yardımda bulunabilecekti. Hesaplamanın bu olguya göre yapılması gerekir (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi – 1997 / 627 Karar).
  • Davacılar Dursun ve Leyla çocukları Şebnem’in ölümü nedeniyle destek tazminatı da istemişlerdir. Genel yaşam deneyimleri ve hayatın olağan akışı yetişkin bir insanın anne ve babasına her halükârda ve belirli bir düzeyde destek olacağını gösterir. Bu desteğin miktarı tarafların yaşam düzeyi, sağlık, sosyal ve ekonomik durumları ile orantılı olarak değişebilirse de çocuğun hiç destek olmayacağı kabul edilemez. Zira destek mutlaka para veya maddi katkı şeklinde olmayabilir. Bunun dışında çeşitli hizmet ve yardımlarla da destek olunabilir. Anne ve babanın varlıklı olmaları çocukların desteğine ihtiyaç duymadıkları veya ileride duymayacakları sonucunu da doğurmaz. Davacıların çocukları Şebnem’in ölümüyle destekten yoksun kaldıklarının kabulü gerekir. Davacıların bu kalem isteğinin kabulü ile gerçekleşen zarara hükmolunması gerekirken davacıların maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi – 2003 / 33904 Karar).
  • Asıl davanın davacılarından anne ve babanın maddi durumlarının iyi ve gelirlerinin fazla olması ve ölenin gelir ve yardımına muhtaç olmamaları anılan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etmelerine engel değildir. Nitekim destekten yoksun kalma yalnız parasal yardım olarak düşünülemez. Evladın bayram günlerinde anne ve babaya ziyareti ve evde ailesine yardımcı olması, her türlü hastalık ve sair sıkıntılarında yardıma koşma görevi maddi desteğin kapsamında değerlendirilmelidir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi – 2005/ 9566 Karar).
  • Davacıların maddi durumlarının ve gelirinin pek fazla ve yeterli derecede bulunması ve ölenin gelir ve yardımına muhtaç olmamaları davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etmelerine mâni değildir. Nitekim destekten yoksun kalma yalnız parasal yardım olarak düşünülemez. Evladın bayram günlerinde anne ve babaya ziyareti ve evde ailesine yardımcı olması, her türlü hastalık ve sair sıkıntılarında yardıma koşma görevi maddi desteğin kapsamında kabul edilmelidir (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi – 1992 / 4737 Karar).
  • Mahkemece hükme dayanak yapılan davacılara oğlun destek olmayacağına ilişkin bilirkişi raporu gerçeğe uygun bulunmamaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatının amacı, desteğini kaybeden kimsenin ölümle sonuçlanan olaydan önceki sosyal ve ekonomik hayat seviyesini devamını sağlayacak bir paranın ödettirilmesidir. Destek sayılabilmek için yardımın yalnızca parasal nitelikte bulunması zorunlu değildir. Eylemli ve düzenli olarak yapılan hizmet edimleri de bir kimsenin destek sayılabilmesi için yeterlidir. Davacıların, oğullarının ölümü nedeniyle yukarıda açıklanan nedenle destekten yoksun kaldıklarının kabulü gerekir. Bu nedenle davacılar yararına destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle istemin reddedilmiş olması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi – 2008 / 4057 Karar).

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Nasıl Hesaplanır?

Destekten yoksun kalma zararının hesabında, vefat edenin gelir elde edeceği dönemlerin ve elde edeceği gelir miktarının belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının, aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmiş (asker, polis vb. gibi) kişiler dışında 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, destekten yoksun kalma nedeniyle tazminatın hesabında, pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 16.11.2011 tarihli maddi tazminat hesap raporunda, desteğin bakiye ömür süresinin 2027 yılı sonu olduğu kabul edilmiş, aktif yaşam süresi olarak kabul edilen 2016 yılı sonuna kadar işleyecek evre (aktif devre) için davacı eş yararına tazminat hesabı yapılmış, 2016-2027 yılları arasındaki pasif devre için hesaplama yapılmamıştır. Oysa, yukarıda ifade olunan nedenlerle, destek eşin 60 yaşına kadar aktif dönemde, sonrası için pasif dönemde olacağı, her iki dönemde de davacı eşine destek sağlayacağı kabul edilerek, davacı eş lehine tazminat hesabı yapılması gerekirken, desteğin pasif devresi için davacı eş lehine tazminat hesabı yapılmayışı hatalı olup, rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.

Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, işlemiş dönem hesabı yapıldıktan sonra, işleyecek aktif döneme ilişkin hesaplama yapılırken, desteğin bilinen en son geliri hatalı tespit edilmiş, bilinen en son 1 yıllık gelir yerine 6 aylık gelir esas alınmak suretiyle, işleyecek aktif devre hesaplaması yapılmıştır. Oysa, bilinmeyen (işleyecek) aktif devre hesabı yapılırken, desteğin bilinen döneme ilişkin en son 1 yıllık geliri esas alınıp, bu miktar üzerinden her yıl için %10 artırım ve %10 iskontolama yapılarak, her yıla ilişkin gelirin peşin değerinin saptanması şeklinde hesaplama yapılması gerekmektedir. Hükme esas alınan rapor, bu yönüyle de yanlış hesaplamayı içermekte olup, hatalı bu rapora göre eksik inceleme ile karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, aktüerya uzmanı bilirkişiden, tüm dosya kapsamına göre, yukarıda ifade olunan hesaplamaya ilişkin kaideleri de dikkate alarak, bilinmeyen (işleyecek) aktif ve pasif devreye ilişkin olarak davacı eşin hak kazanabileceği tazminatın hesaplanması konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hesaplamaları içeren bilirkişi raporuna göre, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi - Karar: 2017/84).

…………………

Referanslar:

  1. Prof. Dr. Kemal Tabir Gürsoy - Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
  2. Avukat Baran Doğan Hukuk Bürosu- Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Nedir? Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Davasını Kimler Açabilir?
  3. Ö. Hakan Çavuş-Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Kapsamında Çocuğun Durumu
  4. Sibel Olgun -İş Hukukunda Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

 

 

 Av. Halil ÖZYOLCU - Çukurambar, 1463. Cadde, No: 4/7, Çankaya/ANKARA – Tel: 312.2846063 

Yorum yapabilmek için Giriş yap ya da Kayıt ol.

BİZİ TAKİP EDİN

Twitter

Facebook

POPÜLER HABERLER