26.11.2020, Perşembe 13:59 0 Yorum | 728 Görüntülenme

Yerel Seçimlerde Tutukluların Oy Kullanması Sorunu - Av. Halil ÖZYOLCU

 

YEREL SEÇİMLERDE TUTUKLULARIN OY KULLANMASI SORUNU

YAZAR

:

Av. Halil ÖZYOLCU – AK Parti Genel Merkez Seçim İşleri Başkan Yardımcısı

KAVRAMLAR

:

#Tutuklu Seçmen| #Oy Hakkı| #Masumiyet Karinesi| #İkamet|

HUKUKİ TARTIŞMA

:

Tutuklu seçmenlerin ikamet yerlerinin neresi olduğu ve  yerel seçimlerde bulundukları ceza infaz kurumundan oy kullanıp kullanamayacakları

İLGİLİ MEVZUAT

:

#Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1. Ek Protokolü’nün “Serbest seçim hakkı” başlıklı 3. Maddesi|

# 1982 Anayasası’nın “Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları” başlıklı 67. Maddesi|

İLGİLİ İÇTİHATLAR

:

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 12 Ağustos 2014 tarihli Firth ve Diğerleri – İngiltere kararı

  • “Birçok suç ikamet mahallinde işlenmekte, suçun işlendiği yer mahkemelerinin görevli ve yetkili olması nedeniyle bu suçlara ikamet edilen yer mahkemesinde bakılmaktadır.
  • Konu hakkında ileri sürülen bazı önerilerde, tutukluların çoğunlukla asıl ikamet yerlerinin dışında bulunan ceza infaz kurumunda kaldıkları, bu nedenle asıl yerleşim yerleri açısından ilgilileri bulunmayan yerel yöneticilerin seçiminde oy kullanmalarına gerek bulunmadığı görüşlerine yer verilmiştir. Oysa bu gerekçelerin aksine, birçok zanlı ikamet ettiği yerde yargılanmakta ve orada tutuklu kalmaktadır. Bunun istisnaları da olmakla birlikte, tutuklu kişilerin  bulundukları ceza infaz kurumunun olduğu yerde ikamet etmedikleri tespiti doğru bir tesbit değildir. Bu gerekçeyle tutukluların yerel seçimlerde oy kullanma haklarının ellerinden alınması doğru bir düzenleme olarak görülemez.
  • Ayrıca, tutukluların ikamet etmedikleri bir ilde bulundukları durumda, tutuklu olmaları sebebiyle o yerin mahalli idare hizmetlerinden yararlanmadıkları tespiti de gerçeği yansıtmamaktadır. Zira, tutuklular infaz kurumunda kapalı halde olsalar da, belediyelerin birçok hizmeti yada ihmali kendilerine yansımaktadır. Çevre düzenlemesi, hava kirliliği, suyun temizliği ve düzenli akması, ceza evine getirilen ekmek, sebze, et ürünleri vb gıdaların denetim ve gözetiminin belediyelere ait olması hususları ve daha birçok örnek sayılabilir.
  • Tutukluların hukuken henüz suçlu görülemeyen bireyler oldukları dikkate alındığında, yerel yönetimlerin hizmetlerini takdir etme veya bunlardaki aksamalardan ötürü ilgili yerel idareyi eleştirme, seçimlerde bunlara oy verme yada vermeme hakları vardır. Hukuk devletlerinde seçimler için öngörülen ‘genel oy’ ve ‘eşitlik’ prensipleri de bunu gerektirmektedir.
  • Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1. Ek Protokolü’nün “Serbest seçim hakkı” başlıklı 3. maddesine göre, “Her sözleşmeci taraf, yasama organının seçilmesinde milletin kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak şartlarda ve makul sürelerde gizli oyla serbest seçimleri yapmayı taahhüt eder”. Görüleceği üzere Sözleşme, herhangi bir tartışmaya yer bırakmaksızın seçme ve seçilme hakkının korunması ve kullandırılması konusunda üye devletlere net bir yükümlülük yüklemiştir. Buna göre üye devletler, demokratik hukuk toplumunun bir gereği olarak serbest seçim hakkının millet tarafından kullanılmasını sağlamasını taahhüt etmişlerdir.
  • 1982 Anayasası’nın “Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları” başlıklı 67. maddesinde de, bir siyasi hak olarak serbest seçim, yani seçme ve seçilme hakkının güvence altına alındığı görülmektedir.
  • 298 sayılı Kanun’un 7. maddede, 1983 ve 1995 yıllarında iki değişiklik yapılmıştır. 1983 tarih ve 2839 sayılı Kanunla eklenen cümleyle “tutuklu ve hükümlülerin oy kullanma hakkından yoksun bırakılması” hükmü getirilmiştir. 1995 tarih ve 4125 sayılı Kanunla hem Anayasa’nın  67. maddesinin 5. fıkrasında hem de 298 sayılı Kanunun 7. maddesinde değişiklik yapılarak “tutuklular” fıkra kapsamından çıkarılmıştır. Daha sonra Anayasanın 67. maddesinin 5. fıkrasına 2001 tarih ve 4709 sayılı Kanun’la “taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç” ifadesi eklenerek hükümlülere de kısmi bir oy hakkı verilmiştir. Hükümlüler açısından dahi oy kullanma yasağı sınırlı uygulanırken, bu yasağın tutukluları kapsaması, iyileştirilmiş olan bir insan hakkından geri adım niteliğindedir.
  • Anayasamızda ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerde kabul edilen ve evrensel bir insan hakkı olan “suçluluğu mahkeme kararıyla sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” şeklindeki masumiyet karinesi gereğince, bireylerin tutuklu da olsalar yerel yönetimleri ve hizmetlerini oy kullanma yoluyla denetleme hakkı ellerinden alınamaz. Tutukluların suçsuzluğu esas olup, suçluluğu kesinleşmiş olan hükümlülerle aynı sınırlamalara tabi tutulmaları Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olacaktır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, hükümlülerin bile oy hakkının sınırlanmasının oldukça dar tutulması gerektiği yönünde birçok karar vermiştir. (bkz. 12 Ağustos 2014 tarihli Firth ve Diğerleri – İngiltere kararı). Bu durum karşısında, Hukuk ve demokrasinin bir gereği olarak, tutukluların oy kullanma haklarının bu hakkın özünü yok edecek şekilde sınırlanması doğru bir yaklaşım olmayacaktır.

  Av. Halil ÖZYOLCU - Çukurambar, 1463. Cadde, No: 4/7, Çankaya/ANKARA – Tel: 312.2846063

Yorum yapabilmek için Giriş yap ya da Kayıt ol.

BİZİ TAKİP EDİN

Twitter

Facebook

POPÜLER HABERLER