CEZALARIN İÇTİMAINDA AÇIK CEZA İNFAZ KURUMUNA AYRILMA
20.03.2020, Cuma 20:41 0 Yorum | 1775 Görüntülenme

CEZALARIN İÇTİMAINDA AÇIK CEZA İNFAZ KURUMUNA AYRILMA - Av. Halil ÖZYOLCU

Uygulamada, açık cezaevine ayrılma koşulları ile şartla salıverme koşuları birbirine karıştırılmaktadır. Sadece koşullu salıverme tarihinin belirlenmesi için dikkate alınması gerekli olan içtimanın açık cezaevine geçiş için de kimi zaman dikkate alındığı ve bu suretle hak kayıplarına neden olan hatalar yapıldığı Yargıtay içtihatlarından anlaşılmaktadır. Oysa Yargıtay içtihatlarında önemle vurgulandığı üzere “açık cezaevine ayrılma” ve “koşullu salıverme” tamamen birbirinden farklı müesseselerdir. İçtima edilmiş cezanın açık cezaevine geçiş koşulları bakımından dikkate alınmasının yasal bir dayanağı bulunmamaktadır.

5275 sayılı Kanunun 99. maddesine göre, “bir kişi hakkında hükmedilen her bir ceza diğerinden bağımsızdır, varlıklarını ayrı ayrı korurlar” hükmü de bu hususta dikkate alınması gereken genel esaslardan biridir.

Cezaların içtimaının ne için gerekli olduğu hususu 5275 sayılı Kanun’un 99. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesine düzenlenmiş olup anılan hükümde;

 “Ancak, bir kişi hakkında başka başka kesinleşmiş hükümler bulunur ise, 107 nci maddenin uygulanabilmesi yönünden infaz hâkimliğinden bir toplama kararı istenir” denilmiştir.

Burada açıkça belirtildiği üzere ve Yargıtay içtihatlarında önemle vurgulandığı üzere, içtima hesabının gerekliliği 107. maddede yer alan şartla salıverme hesabına özgülenmiştir. 5275 sayılı Yasanın 107. maddesi gereğince şartlı tahliye süresinin hesaplanmasına yönelik içtima edilmiş miktarın "açığa ayrılma” hesabında dikkate alınacağına dair yasal bir düzenleme yoktur.

Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin “Kapalı Kurumdan Açık Kuruma Ayrılacak Hükümlüler” başlıklı 6/3. maddesine göre;

“Birden fazla cezanın toplanarak infazı hâlinde, açık kuruma ayrılmada esas alınacak suç, koşullu salıverilme tarihine en az sürenin arandığı suçtur”

şeklindeki düzenleme uyarınca da; açık cezaevine geçiş koşullarının belirlenmesinde içtimaın dikkate alınmaması, açık cezaevine geçiş konusunda içtima çözülerek her bir ilam için ayrı ayrı değerlendirme yapılması ve koşullu salıverme tarihine en az sürenin arandığı ilama göre açık cezaevine ayrılma tarihinin belirlenmesi gerekmektedir. Aksine bir yorum yasal dayanaktan yoksun olacaktır. Suç ve cezada kanunilik ilkesi gereğince infaz usulünün mutlak surette açık ve belirli bir yasal mevzuata dayanması ve kıyasa başvurulmaması gerekir. Konu hakkındaki doktrin görüşleri ve Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. (Bkz. Yargıtay. 7.CD, 2014/21345 esas, 2014/20587 karar; 1.CD, 2018/2598, esas 2019/1267 karar, 04.03.2019 tarih)

Cezanın yarısının çekilmesini öngören mevcut yasal düzenlemeye göre 3 ayı kapalıda geçmek şartıyla 6 yıldan az tüm hapis cezalarında açık cezaevine geçiş hakkı doğmaktadır. Bu durumdaki hükümlüler, çekmek zorunda oldukları cezanın kapalıda geçen kısmı haricindeki süreyi açık cezaevinde geçirdikten sonra koşullu salıverme ve denetimli serbestlikten yararlanacaklardır.

Yorum yapabilmek için Giriş yap ya da Kayıt ol.

BİZİ TAKİP EDİN

Twitter

Facebook