HAK ARAMA TÜM KATEGORİLER

TÜM KATEGORİLER İÇİN TIKLAYINIZ
18.09.2020, Cuma 12:40

Anayasa Mahkemesi'ne Bireysel Başvuruda İnceleme ve Karar Süreci

I. İNCELEME SÜRECİ:

1. Genel Olarak:

Anayasa Mahkemesine bu güne kadar yapılan başvurulara dair istatistiklerin yanı sıra bireysel başvuruyla ilgili başta başarılı ülke uygulamaları olarak görülen Almanya ve İspanya olmak üzere diğer ülkeler ve AİHM uygulamaları ve istatistikleri göz önüne alındığında iş yükünün büyük çoğunluğunun kabul edilemez nitelikte, temelsiz başvuru ve taleplerden oluştuğu görülmektedir. Bu da her şeyden önce temel hak ihlali içeren ile bu nitelikte olmayan başvuruların birbirinden mümkünse daha başlangıçta ayrılmasını zorunlu kılmaktadır.

Kabul edilebilirlik incelemesi süreci, başvuruların esas inceleme aşaması öncesinde yalnızca bu yönüyle, alabildiğince süratle inceleyip değerlendirmek ve kabul edilebilirlik kriterlerini karşılamayanların daha sürecin başında ayıklamak üzere yapılandırılmış özel mekanizmayı ifade etmektedir.

Doğası gereği işin esasına yönelik derinlemesine araştırma ve inceleme yapması gereken Mahkeme birimlerinin, kabul edilebilirlik ölçütlerini karşılamayan nitelikteki başvurularla uğraştırılmaması, önemli başvuruların incelenmesindeki gecikmelerin önüne geçeceği gibi, basit bir değerlendirmede kabul edilemez nitelikte olduğu tespit edilebilecek bir başvurunun Mahkeme depo ve raflarında yıllarca beklemesinin önüne de geçilmiş olacaktır.

Anayasa Mahkemesinin çok yoğun başvurular nedeniyle aşırı iş yükü problemleriyle karşılaşması olasılığını dikkate alan yasama organı, kabul edilebilirlik sorununun daha başlangıçta az sayıda üyeden oluşan, seri ve esnek bir çalışma usulü bulunan “Komisyonlar” önünde çözümlenmesi yöntemini benimsemiştir.

2. İdari İnceleme Aşaması (Bireysel Başvuru Bürosu):

Bireysel başvurular, Kanun’da ve İçtüzük’te belirtilen şartlara uygun biçimde Mahkemeye doğrudan ya da mevzuatta belirtilen merciiler vasıtasıyla yapılabilmektedir. Anayasa Mahkemesi dışında başvuruların yapılabileceği yerler olan mahkemeler, yurt dışı temsilcilikleri ya da belli koşullar altında cezaevi idarelerinin kendilerine teslim edilen başvuru evrakıyla ilgili yetki ve sorumlulukları yalnızca başvuru formunun teslim alınması, kaydı ve Anayasa Mahkemesine ulaştırılması ile sınırlıdır. Bu mercilerce başvuru evrakı ve eklerine dair yapılacak başkaca herhangi bir inceleme ya da işlem bulunmamaktadır.

Başvuru evrakı üzerindeki ilk inceleme ve değerlendirme Anayasa Mahkemesinin başvuruların kayıt ve yazışmalarının yapıldığı Bireysel Başvuru Bürosunda yürütülmektedir. Burada başvuruda şekli eksiklikleri bulunup bulunmadığı incelenmekte, İçtüzüğün 66. maddesi uyarınca, başvuru formu ve eklerinde herhangi bir eksiklik tespit edilmesi durumunda bunları tamamlamaları için başvurucu, varsa avukatı ya da kanuni temsilcisine 15 günü geçmemek üzere kesin süreler verilmektedir.

İçtüzüğün 59. ve 60. maddelerdeki şekil şartlarına uygun olmadığı belirtilen eksikliklerin verilen kesin sürelerde tamamlanmadığı ya da başvurunun süresinde yapılmadığının tespit edildiği durumlarda, Komisyonlar Başraportörünce başvurunun idari yönden reddine karar verilmektedir. Anayasa Mahkemesinin kararlarının aksine söz konusu red işlemi, idari niteliktedir. Bu nedenle diğer yargısal kararlardan farklı olarak kesin hüküm niteliği taşımadığından idari red kararına karşı tebliğden itibaren 7 gün içinde dosyanın tevzi edildiği Komisyona itiraz imkânı bulunmaktadır. Bu konuda komisyonca verilen karar ise kesindir.

3. Kabul Edilebilirlik İncelemesi:

Bireysel Başvuru Bürosunca yürütülen idari inceleme aşamasını, Komisyonlar ve bazı durumlarda da Bölümlerce yürütülen kabul edilebilirlik incelemesi aşaması izlemektedir.

Bireysel Başvuru Bürosunca yapılan ön incelemede başvurunun süresinde yapıldığı ve başvuru formu ile eklerinde herhangi bir şekli eksikliğin tespit edilmediği ya da belirlenen eksikliğin verilen kesin süre 164 Anayasa Yargısı 30 (2013) içinde giderildiği takdirde bu dosyalar kabul edilebilirlik incelemeleri yapılmak üzere Komisyonlara aktarılmaktadır.

Kabul edilebilirlik incelemesinde, başvuru mükerrer olup olmadığı, kişi, yer, zaman ve konu itibarıyla mahkemenin yetkine girip girmediği, başvuru yollarının tüketilip tüketilmediği ve başvurunun açıkça dayanaksız olup olmadığı, başvurunun hakkın kötüye kullanımını teşkil edip etmediği, önemli bir zararın bulunup bulunmadığı ve başvurunun anayasal açıdan öneminin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.

II. KARAR SÜRECİ:

1. Kabul Edilemezlik Kararı:

Anayasa Mahkemesi, açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.

Anayasa Mahkemesi şu dört nedenden birinin varlığını saptadığı takdirde başvuruyu açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez bulmaktadır.

a) İhlal iddialarının temellendirilememesi (temellendirilememiş şikâyet)

b) İddiaların salt kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin olması (kanun yolu şikâyeti)

c) Başvurunun karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret olması (karmaşık veya zorlama şikâyet)

d) Temel haklara yönelik bir müdahalenin olmaması veya müdahalenin meşru olduğunun açık olması (bir ihlalin olmadığının açık olduğu şikâyet)

Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın uygulanması, yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımayan, başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.

2. Mükkerrer Başvurunun Reddi:

Bir başvuru incelenmekte iken ya da neticelendikten sonra aynı olay, olgu ve ihlal iddialarına dayanılarak yeni bir başvuru yapılması hâlinde mükerrer başvuru yapılmış olur. Bu hâlde yukarıda anılan usul kuralları gereği bireysel başvurunun mükerrer başvuru olması nedeniyle reddine hükmedilir.

3. Bireysel Başvuru Hakkının Kötüye Kullanılması:

İstismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarda bulunulması hâlinde başvurucunun bireysel başvuru hakkını kötüye kullandığı kabul edilir. Bireysel başvuru hakkının açıkça kötüye kullanıldığının tespit edilmesi hâlinde incelemenin her aşamasında başvuru reddedilir ve ilgili aleyhine -yargılama giderlerinin dışındaayrıca ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasına hükmedilebilir.

4. Düşme Kararı:

Başvurucunun davadan açıkça feragat etmesi, davasını takipsiz bıraktığının anlaşılması, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kalkmış olması, Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi durumlarında düşme kararı verilir.

III. DELİLLERİN TOPLANMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ:

Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruları incelerken bir temel hakkın ihlal edilip edilmediğine yönelik her türlü araştırma ve incelemeyi yapabilir; başvuruyla ilgili gerekli gördüğü bilgi, belge ve delilleri ilgililerden ister.

Anayasa Mahkemesi kendisine verilen görevlerin yerine getirilmesi sırasında yasama, yürütme, yargı organları, kamu idareleri, kamu görevlileri, bankalar ile diğer gerçek ve tüzel kişilerle doğrudan yazışmaya, bilgi ve belge istemeye, gerekli gördüğü her türlü belge, kayıt ve işlemi incelemeye, bilgi almak üzere her derece ve sınıftan kamu görevlileri ile ilgilileri çağırmaya, idare ve diğer tüzel kişilerden temsilci istemeye yetkilidir.

Başvurucu, İçtüzük’ün 59. maddesinin (3) numaralı fıkrasındaki belgeleri herhangi bir nedenle sunmaması hâlinde bunun gerekçelerini belirtir ve varsa buna ilişkin bilgi ve belgeleri başvuru formuna ekler. Anayasa Mahkemesi mazereti kabul etmesi halinde ve gerekli gördüğü takdirde bu bilgi ve belgeleri resen toplar.

Bireysel başvuru incelemesinde duruşma yapılması, tanık ve uzman dinlenmesi ve keşif yapılması 6216 sayılı Kanun ile İçtüzük’te öngörülen şartlar altında mümkündür.

IV. BİREYSEL BAŞVURUDA İHLAL KARARI VE SONUÇLARI:

Bireysel başvuru incelemesi sonucunda bir temel hak ve hürriyetin ihlal edildiğine karar verildiğinde ayrıca ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. Ancak yerindelik denetimi yapılamaz, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemez.

İhlalin bir mahkeme kararından kaynaklandığı tespit edilirse:

a) İhlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. İlgili mahkeme, ihlal kararında açıklanan ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde yeniden yargılama yapar ve mümkünse dosya üzerinden ivedilikle karar verir.

b) Yapılan inceleme sonunda, başvurucunun bir hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi hâlinde yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı takdirde başvurucu lehine uygun bir tazminata hükmedilebilir.

c) Tazminat miktarının tespitinin, daha ayrıntılı bir incelemeyi gerektirmesi hâlinde, bu konu karara bağlanmaksızın genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.

V. TEDBİR KARARI:

Başvurucu, varsa İçtüzük’ün 73. maddesi kapsamında maddi ve manevi bütünlüğüne yönelik tedbir talebine ve bunun gerekçelerine bireysel başvuru formunda yer vermelidir.

Bölümler tarafından esas incelemesi aşamasında, başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğunun anlaşılması halinde temel hakların korunması için zorunlu görülen tedbirlere resen veya başvurucunun talebi üzerine karar verilebilir.

Tedbir kararına başvurulmaması hâlinde başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike ortaya çıkabilir. Bu husus, esas hakkında karar verilmeden önce resen ya da başvurucunun talebi üzerine anlaşılabilir. Anılan durumda Komisyonlarca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesi derhâl yapılarak tedbir hususu da karara bağlanmak üzere başvuru, ilgili Bölüme gönderilir. Ciddi bir tehlikenin mevcut olmadığı anlaşıldığında ise ilgili Komisyon tarafından dosyanın Bölüme gönderilmesine yer olmadığına karar verilir.

Anayasa Mahkemesi; sınır dışı işlemlerine karşı yapılan başvurularda, geri gönderilen ülkenin koşullarını dosyaya sunulan bilgi ve belgelerle sınırlı kalmaksızın ulusal ve uluslararası kuruluşların ve devletlerin düzenlemiş olduğu insan hakları raporlarından da yararlanmak suretiyle resen araştırmaktadır. Bununla birlikte kural olarak menşe ülkede karşılaşılabilecek kişisel risklerin ve buna ilişkin somut bilgilerin başvurucular tarafından Anayasa Mahkemesine ayrıntılı şekilde sunulması gerekmektedir.

Ceza infaz kurumunda veya geri gönderme merkezinde sağlık durumu dikkate alınmaksızın tutulma iddiasıyla yapılan başvurularda başvurucunun sağlık hizmetlerine erişim imkânına sahip olup olmadığı ve bu yerlerde tutulmasının yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike oluşturup oluşturmadığı dikkate alınmaktadır.

VI. KARARLARIN TEBLİĞİ:

Bireysel başvuru incelemesinde Komisyonlar, Bölümler ve Genel Kurul tarafından verilen kararlar kesindir. Ancak başvurunun süresinde yapılmadığı, 59. ve 60. maddelerdeki şekil şartlarına uygun olmadığı ve tespit edilen eksikliklerin verilen kesin sürelerde tamamlanmadığı hâllerde Komisyonlar Başraportörünce verilen başvurunun idari yönden reddi kararlarına karşı Komisyonlara itiraz edilebilir. Bu konuda Komisyonların verdiği kararlar kesindir.

Kararların imzalı asıl suretleri Anayasa Mahkemesi arşivinde saklanır. Kararların birer örneği başvurucuya, Adalet Bakanlığına ve diğer ilgililere tebliğ edilir.

Genel Kurul ve Bölüm kararlarının tümü ile Komisyon kararlarından kabul edilebilirlik açısından ilkesel önem taşıyanları Anayasa Mahkemesinin internet sitesinde yayımlanır.

Genel Kurul ve Bölüm tarafından verilen pilot karar niteliğinde ya da içtihadın ortaya konulması açısından ilkesel önemi haiz kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.

Mahkemece verilen kararlar hakkında ilgililer, 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri çerçevesinde, hükmün tavzihini ve maddi hataların düzeltilmesini talep edebilirler.

 

 

 

 

BİZİ TAKİP EDİN

Twitter

Facebook